İçindekiler
Hipoglisemi Nedir?
Kandaki glikoz (şeker) oranının normal seviyelerin altında seyrettiği duruma ‘’hipoglisemi’’ denmektedir.
Hipoglisemi Testi hakkında bilgi almak için bizi arayın 0216 606 45 05 .
Randevu, soru veya fiyat öğrenmek için için lütfen buradan bize yazın.
İnsan vücudunun temel enerji kaynakları arasında olan karbonhidratlar, sindirim sürecinin ardından şekere dönüşmekte ve hücreler içerisine girerek vücudun ihtiyaç duyduğu enerjiyi sağlamaktadır.
Organların çalışması, büyüme ve fiziksel aktiviteler için vücut enerji ihtiyacı duymaktadır.
Bu noktada karbonhidrat dışında yağ ve protein de hücrelere girerek enerji serbestleyen ürünlerdir.
Vücuda alınan besinler sindirildikten sonra besin ögeleri (vitaminler, mineraller, karbonhidrat, yağ vb.) kan dolaşımına karışmakta ve buradan insülin yardımıyla hücreler içerisine girmektedir.
Hücre içerisine giren besin ögeleri ise oksijenle okside olarak enerjiye dönüşmektedir. Vücudun sağlığını koruması adına gerekli olan bu enerji yeterli oranda sağlanamadığında canlılığını yitirmektedir.
Hipoglisemi Neden Olur, Nasıl Ortaya Çıkar?
Besinler aracılığıyla vücuda alınan karbonhidrat parçalanarak glikoza dönüşmekte ve kana karışmasının ardından pankreas tarafından üretilen insülin hormonu sayesinde hücre içerisine girmektedir.
Bu aşamada fazla miktarda üretilen glikoz karaciğer ve kaslarda depolanmaktadır.
Uzun süre aç kalınması halinde pankreas tarafından salgılanan bir hormon sayesinde depolanan glikojen glikoz olarak tekrar kan dolaşımına gönderilmekte ve düşen kan şekeri düzenlenmektedir.
√ Kandaki glukoz miktarının normal seviyelerin altında seyretmesi halinde görülen hipoglisemi tablosu, bazı nedenler neticesinde ortaya çıkmaktadır.
Bunlardan en sık karşılaşılanı ise diyabet tedavisinde kandaki şeker oranını düşürme amacıyla kullanılan antidiyabetik ilaçlardır.
Diyabet hastalarında kan şekerini dengede tutma amacıyla uygulanan insülin ve ilaçlar, kan şekerini aşırı miktarda düşürerek hipoglisemiye yol açabilir. Farmakolojik hipoglisemiye örnek bir çalışma:
Antidiyabetik ilaç kullanımının hipoglisemi üzerindeki etkisini saptamak üzere yapılan bir çalışmada;
3 yıl önce tip 2 diyabet tanışı almış 58 yaşındaki kadın bir hasta antidiyabetik ilaç kullanımı sürecince izlendi.
Tedavisi 12 saatte bir 850mg X ilacı ve 24 saatte bir 4mg Y ilacı (diyabet ilaçları) kullanmaktı.
Y ilacına başlandıktan 9 ay öncesine kadar kilosu 5kg arttı ve araba kullanırken sık hipoglisemi ile karşılaşmaya başladı. Özetle; antidiyabetik ilaç kullanımının ve diyabetin hipoglisemi üzerine olan etkisi kanıtlanmıştır. (Reyes García, R., -2014)
Bu çalışmada gözlemlenen hastanın bazı bilgileri şu şekilde; vücut kitle indeksi 35,5 kg / m²’dir. (Beden kitle indeksi 30-35 arasındakiler obez olarak tanımlanır.
35’ten sonrası ise en tehlikeli sınıftır.) Tedavi edilebilen hipertansiyonu ve yine 24 saatte bir ilaçla tedavi edilebilen yüksek kolesterolü bulunmakta.
HbA1c kan testi sonucu %7.0 ile riskli seviyelerde olduğu bildirilmiştir.
√ Diyabetli olmayan bireylerde ise hipoglisemi tablosu genellikle aşırı alkol tüketimi, belirli ilaçların kullanımı, uzun süreli açlık, hormonal dengesizlikler ve bazı hastalıklardan dolayı gelişmektedir.
Fakat bilinmesi gerekir ki; hipoglisemi gelişme riski diyabet hastası olmayan kişilerde diyabet hastası olanlara göre daha düşüktür.
Hipoglisemi Belirtileri Nelerdir?
- Konvülsiyon ve Bilinç kaybı (Ağır şiddetteki hipoglisemi durumlarında görülür)
- Çarpıntı
- Huzursuzluk
- Dudakta ve dilde karıncalanma
- Sinirlilik
- Baş ağrısı
- Terleme
- Solukluk
- Kalp atım hızında artış
- Konuşma zorluğu
- Bulanık görme
Hipoglisemi Testi?
Hipoglisemi tanısı zor teşhis edilen bir rahatsızlık olduğundan dolayı şüphesi bulunan kişilerin mutlaka laboratuvar ortamında gerekli tarama testlerinden geçmesi gerekmektedir. Hipoglisemi riski ya da şüphesi bulunan kişilere; açlık kan şekeri, tokluk kan şekeri, HbA1 testi ve OGTT uygulanabilmektedir. Hekim kontrolünde yapılması karar verilen tetkiklerin sonuçları riskli düzeylerde seyrediyor ise hipogliseminin acil olarak tedavi edilmesi büyük bir önem arz etmektedir.
Hipogliseminin erken teşhis ve tedavisi ile kişiler hipogliseminin olumsuz sonuçlarından korunabilmektedir.
Hipoglisemi teşhisi için yapılan testlerde referans aralıklar şu şekildedir:
Açlık Kan Şekeri | 50 – 70 mg/dL |
Tokluk Kan Şekeri | 50 mg/dL ve altı |
HbA1C Testi | %3.5 ve altı |
Yukarıda baz alınan değerler laboratuvardan laboratuvara ufak farklılıklar gösterebilmektedir. Referans aralıklarda değişim olması halinde danışmış olduğunuz laboratuvar tarafından bilgilendirme yapılacaktır.
Bu testlerin yanı sıra hipoglisemi teşhisinde kullanılan OGTT’de (Oral Glukoz Tolerans Testi) sonuçlar yapılan glikoz yüklemelerine ve ölçüm saatlerine göre değişiklik göstermektedir.
Oral glukoz tolerans testi; kişilere belirli miktarda glukoz (şeker) yüklemesi yapılmasının ardından kanda şekerin ne sürede temizlendiğini belirlemek için kullanılan bir testtir.
Oral glukoz tolerans testi de diğerlerinde olduğu gibi kan örneği ile yapılmaktadır.
Hipoglisemi, Diyabet, Demans (Bunama) ve Bilişsel bozukluk İlişkisi
Yapılan bazı çalışmalar henüz tartışmalı olmasına rağmen; şiddetli hipoglisemi atakları geçiren yaşlı diyabetli bireylerde demans gelişme riskinde artış olduğunu gösterebilmektedir. (Meneilly, G.S., & Tessier, D.M. -2016).
2017 yılında Rhee ve arkadaşlarının yaptığı bir çalışmada bunu desteklemekte ve bu çalışmalarda ”diyabetin çeşitli yollarla demans ve bilişsel işlev bozukluğu riskini arttırmada önemli bir yol oynadığı saptanmıştır.
Özellikle hipoglisemi, diyabetin sıkı yönetiminde sık görülen klinik bir durumdur ve bunama ve bilişsel bozukluğu doğrudan etkileyen önemli bir faktördür” denilmektedir. (Rhee, S.Y. -2017)
Arıca son zamanlarda yoğun risk yönemi ile diyabetli kişilerdeki kardiyovasküler mortalite (ölüm oranı) ve morbidite (hasta nüfusun sağlıklı nüfusa oranı) sürekli olarak azaltılmıştır.
Bununla birlikte bu eğilimin aksine nörodejeneratif (beyin nöronlarını etkileyen) bozuklukların yaygınlığı ve klinik önemi giderek artış göstermektedir. (Rhee, S.Y. -2017)
Neonatal (Yenidoğan) Hipoglisemi: Risk Faktörleri ve Sonuçları
Yenidoğanlarda görülen hipogliseminin, yenidoğan ölüm oranlarında önemli faktör olduğunu gösteren bir çalışmada enfeksiyonlar ve düşük gebelik yaşı yenidoğan hipoglisemini geliştiren en ilişkili durumlar olarak saptanmıştır. (Stomnaroska, O., Petkovska, E., -2017)
Şiddetli yenidoğan hipoglisemisinin nörolojik hasara, epilepsiye, kişilik bozukluklarına, zeka geriliğine, kas güçsüzlüğüne ve kalp performansında azalmaya yol açtığı üzerine halen çalışmalar devam etmektedir.
Bu çalışmalardan biri olan Stomnaroska ve Petkovskanın yaptığı rastgele bir yenidoğan popülasyonunda hipoglisemili çocuklar üzerinde klinik özelliklerinin değerlendirildiği bir çalışmada şunlar saptanmıştır.
Üsküp Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği’nde YYBB’de (Yenidoğan Yoğum Bakım Birimi) yatan ve hipoglisemi saptanan 84 hasta incelenmiştir.
Bebeklerin toplam %89,25’i prematüre (erken doğmuş) idi. Klinikte bulunan 32 çocuk (%38.08) çok düşük ağırlığa sahip, 38’i (%45.22) düşük ağırlığa, 8 çocuk (%9,52) doğum kilosuna uyumlu ve yaşa göre yüksek bir kilosu yoktu, 3 çocuk (%3,57) hipoksik – iskemik ensefalopati (beynin yeterince oksijen alamamasına bağlı gelişen beyin hasarı), 22 hastada (%26.18) enfeksiyon, 9 hastada (10,62) solunum sıkıntısı sendromu, 2 hastada intrakraniyal hemoraji (kafa-beyin içi kanamaları) saptanmıştır.
Hastaların %2,38’inde doğuştan metabolik bir sorun yoktur ve iki ölüm meydana gelmiştir. (Stomnaroska, O., Petkovska, E., -2017)
Bu makale tıbbi tavsiye olarak yorumlanmamalıdır. Sağlıklı yaşam rutininizde herhangi bir değişiklik yapmadan önce lütfen doktorunuzla görüşün.
Kaynakça
Meneilly, G.S., & Tessier, D.M. (2016). Diabetes, Dementia and Hypoglycemia. Canadian journal of diabetes, 40(1), 73-6.
Reyes García, R., & Mezquita Raya, P. (2014). How to prevent and treat pharmacological hypoglycemias. Revista clinica espanola, 214(4), 202-8.
Rhee, S.Y. (2017). Hypoglycemia and Dementia. Endocrinology and metabolism (Seoul, Korea), 32(2), 195-9.
Stomnaroska, O., Petkovska, E., Jancevska, S., & Danilovski, D. (2017). Neonatal Hypoglycemia: Risk Factors and Outcomes. Prilozi (Makedonska akademija na naukite i umetnostite. Oddelenie za medicinski nauki), 38(1), 97-101.